Korkarım Rabbimizin bizlere lütfettiği şu en güzel günlerimiz kaypak mı kaypak politik tartışmalarla kirletilecek. Kalbimizle, ruhumuzla baş başa kalmamıza müsaade edilmeyecek gibi.

Zaten hangi ramazan, hangi bayram ve hangi zilhicce ayımız içimize zehir edilmedi ki. Hiçbir şey olmasa siyonist terör çetesinin her yıl bu günlerde yaptığı gâvurluk yetiyordu. Fakat bu defa içeriden yayılacak zehirli hava da bizi kara kara düşündürüyor.

İnsanımız bir ramazan boyu kimin nerede durduğu, nereye bastığı ve nereye ok attığı bir türlü izah edilemeyecek bir kör dövüşe kafa yorup duracak, kendisini kaptıracak, şimdiden üzülüyoruz gerçekten, bir de bakmışsınız orucumuz da bayramımız ve kurbanımız da geçip gitmiş olacak.

Bu yetmiyormuş gibi bir başka pislik de stadyumlardan pompalanacak gibi. Unutmayalım, futbolla birlikte kusulan bu ırkçılık zehiri sözünü ettiğimiz politik kirlenmeden çok daha büyük bir tehlikedir. Abartmıyorum hatta depremden de çok daha büyük bir tehlikedir, o tarafa doğru gidiyor. İşin acı yönü, politika da bunu besliyor, tetikliyor.

Sözümüzü dinleyecek siyasiler varsa onlardan istirham ediyoruz; lütfen insanımıza acıyın, merhamet edin, politikanın kirli dilinden uzak durun, insanımızı bu çamur deryasının içine çekmeyin.

Ne olur, bizi depremimizle baş başa bırakın, tahminlerimizin çok ötesine ulaşan boyutlarıyla şu depremi hep birlikte yaşayalım, yapabileceklerimiz neyse hepsini yapalım, sonra içimize dert olmasın, birazcık olsun müsterih olalım.

Şu anda yazımı kısa kesmek durumundayım, Kayseri olarak sallanıyoruz, dua buyurun…