Öyle büyük bir çığır açıldı ki, insanlık âlemi böylesine büyük fırsatlara ancak tarihin belirli dönemlerinde nadiren rastlayabilir.
Gazze’nin başlattığı bu yürüyüş kesinlikle sürdürülmeli, açılan gedikten içeri girilmelidir.
Bu durum sadece Gazze’nin kurtuluşu ve özgürlüğüne kavuşması için değil bütün bir insanlığın özgürlüğüne kavuşabilmesi için yapılmalıdır.
Emperyalist dünyanın zorla dayattığı ateşkes ve önemsiz bazı kazanımları Gazze mecburen kabul etse bile insanlık asla bununla yetinmemeli, adalet yerini buluncaya kadar direnişini sürdürmelidir.
Bağda bahçede taş işleriyle uğraşanlar az çok bilir, bazen önümüze büyük bir kaya çıkar bizi uğraştırdıkça uğraştırır, hatta olduğu gibi kendi haline bırakıp vazgeçtiğimiz olur. Fakat vazgeçmeyip uğraştığımızda bir an gelir manila ile yerinden oynatır birkaç takla attırdığımızda onu oradan kaldırıp atacağımıza kanaat getiririz ya.
Yüz yıldan fazla bir zamandır insanlığın üzerine çökmüş durumdaki Siyonist kaya Gazzeliler tarafından sökülmüş, yerinden oynatılmış, geriye kalan el birliğiyle çukura yuvarlanıp gömülmesidir. Bu görevin tamamını Gazze’den beklemek insafsızlıktır.
Tarih, toplumların benzer fırsatları kaçırdığı olaylarla doludur. Hedefe varmak, önemli bir zaferi tamamına erdirmek kolay bir merhaleye geldiği halde orada bırakmak tarihin en acı dönemleridir.
Gazze’de yazılan tarihi tamamına erdirmek bizim elimizde ve bu büyük bir yükümlülüktür. Rahmetli Üstad Necip Fazıl’ın söylediği gibi;
“Ustada kalırsa bu öksüz yapı
Onu sürdürmeyen çırak utansın!” dizeleri bu fotoğrafı güzel anlatıyor.
Hayatın bütün alanlarında çırağa düşen veya ikinci şahıslara düşen budur; yarım kalan eserleri tamamlamaktır. Gazzeliler yapacaklarını yapmışlardır, bundan sonrası tamamen bizlere aittir. O halde boykot, etkin protesto ve diplomatik koşuşturmalara devam!
Selam ve dua ile!
