“Hele şu yaz bir gelsin” diye çokça bekleyenimiz vardı. Mayısta bile havaların bir türlü ısınmadığından şikayet edenlerimiz.
Sadece yazın gelmesini değil., ramazan ayının çıkmasını, daha da önemlisi şu salgının sona ermesini ve yasakların kalkmasını dört gözle bekliyorduk.
Çünkü bir şeyler yapacaktık, hepimizin kendisine göre yaptığı hesapları vardı.
Buyurun, beklediğiniz yaz gelmiş bulunuyor, bugün yazın ve haftanın ilk günü diyelim.
Çabuk olun ne yapacaksanız, neresinden başlayacaksanız başlayın. Bir de bakmışsınız geçivermiştir.
Öncelikle tatile giren öğrencilerimize bir tavsiyede bulunayım. Unutmayalım, okumakla yorulanlar ancak okumakla dinlenebilirler. Yani dinlenmenin yolu kitapları bırakmak değil kitapları değiştirmekten, başka konularda kitap okumaktan geçer. Hem yazın okuyacağınız kitaplar size dayatılan zorunlu ders kitaplarınız değil merak ettiğiniz, eksikliğini hissettiğiniz, bir anlamda normal hayatınızda size en çok lazım olan kitaplar olacak.
Yazın gelmesini dört gözle bekleyenler sadece öğrenciler değil. Her konuda yeni bir başlangıç yapacak olanlar veya mevcut işlerinde yeni bir hamle yapacak olanlar için de işte bugün o gündür.
Bunca kapanmadan sonra yazın gelmesi İslami davet mensupları için de iş başı mevsimi olduğunu hatırlatalım.
Sadece yaz mevsiminin gelmiş olması, yasak ve kısıtlamaların kalkmış olmasıyla değil şu ekonomik kriz için de her birimizin alacağı bir karar ve atacağı adımlar olmalıdır. İnanıyoruz ki Rabbimiz her bir Müslüman olarak bizlere yollarını açacaktır. “Bizim yolumuzda mücahede edenlere muhakkak ki yollarımızı açacağız, Allah elbette ihsan edenlerle beraberdir.” (29/69)
Sıkıntılı günlerin insanoğluna çok şeyler kazandırdığını unutmayalım. Tarihte nice buluşların nice sıçramaların ve hamlelerin sıkıntılı dönemlerde yapıldığını unutmayalım.
Tatil için, keyif için yazın gelmesini dört gözle bekleyenlere bizim söyleyecek bir şeyimiz yoktur, zaten bizi dinleyecek değiller.