Halbuki şu anda bütün bir insanlık âlemi ayağa kalkmış olmalıydı. Ülkelerin başkentleri kilitlenmiş, üniversitelerin önleri hınca hınç dolu olmalıydı.
Böylesine büyük katliamlar en şiddetli bir şekilde protesto edilmeli, Siyonist katiller yaptıklarına ve yapacaklarına pişman edilmeliydi. Dünyadan bunu beklerdik.
İslam ülkelerine gelince, hiç olmazsa şu Lübnan katliamından sonra camiler, meydanlar ve caddeler dolup taşmalı, hiç boş bırakılmamalıydı. İslam ülkelerinin siyasi trafiği hiç durmamalı, yönetim binalarının ışıkları sabahlara kadar yanmalıydı.
Ama sizlerin de gördüğünüz gibi kahreden bir sessizlik ve suskunluk hakim.
Fakat bu sessizlikten daha acı olan bir şey var. Özellikle yaşadığımız şu ülkede bağırıp çağıranlar, gürültü koparanlar yok değil, ekranlar her zamanki gibi çığırtkanlarla dolu.
Ama bunların önemli bir bölümünün sesi katliamcı kuduz kâfirlere yönelik değil, kalleşçe ve hunharca şehid edilenleri suçlamaya yönelik.
Yine ilginç olanı bu münafık koroya Müslümanlardan da bol miktarda iştirak edenler var. Şehid edilen üst düzey Müslümanlara utanmadan onlarla birlikte hücum ediyorlar.
Beyler! Haddinizi bilin ve birazcık utanın, yüzünüzün kızarma özelliği kaybolmamışsa birazcık kızarsın; Unutmayınız ki bir yıldan bu yana şehid edilen liderlerden bir tanesi dahi yataklarında uyurken hayatlarını kaybetmemiş, hepsi de cihat görevini ifa ederken canlarını vermişlerdir. Emperyalist ve Siyonist katiller de bunun için katletmişler, bunu açık açık belirtmektedirler.
Akdeniz’i ve Körfez’i, ABD ve Batılı emperyalistlerin cehennem silahlarıyla boğazına kadar doldurduğu, her türlü teknolojilerini Siyonistlerin emrine amade ettiği bir günde zavallı İslam ülkelerini insafsız bir kıyaslamayla eleştirmek imanla ne derece bağdaşır?
Üzerlerine cehennem silahlarıyla ölüm yağdırılan ve buna rağmen direnişlerini sürdüren Müslümanların alınlarından öpüyoruz!
Buna rağmen siyonist katiller bundan sonra da ellerini kollarını sallayarak gezeceklerse, kahreden sessizliğe bürünen insanlık âlemi utansın!
Selam ve dua ile.